Çok değerli blog takipçilerim bir işletme hele hele de bir pastane işletmek o kadar meşakkatliymiş ki, zaman su gibi akıyor, günler günleri mevsimler mevsimleri kovalıyor... Artık daha sık yazacağım. Neden durdum onu da anlamıyorum zaten. Sizlerle paylaşabileceğim o kadar iyi kötü maceram oldu ki! Ama dediğim gibi üretim ve idare telaşı zorladı bu süreçte.
İzmir’de çoğu İzmir’linin bilmediği bir Urla sokağında beş yılı doldurduk çok şükür. Urla’da yaşayan ları sokağa çektik; yaşadıkları yerde de gelen misafirlerini ağırlayacak mekanlar yarattık. Hep birlikte büyük özverilerle. Öncülük etmekten hep gurur duydum asla böbürlenmedim. Beni olduğum gibi kabul etmeleri için elimden geleni yaptım. Bir ekip yetiştirdim. Aralarında beni hayal kırıklıklarına uğratanlarda oldu, başarılarıyla onur duyduklarımda. İlk günkü tatta yaptığımız tatlılarımızı 5 yılda hep aynı çizgide yapmaya çalıştık hem de Türkiye gibi bir memlekette. Mevsimin güzelliklerini vitrinimize yansıttık. Yerel üreticiyi ve esnafı elimden geldiğince destekledim. Birbirimizden beslenmeliyiz dedim. Bazıları kabul gördü bazıları hüsranla sonuçlandı. Ama ben doğru bildiğimden vazgeçmedim. İyi bir anne ve eş olmayı da ihmal etmedim. Evime hasret günlerim oldu. Ama yine de yemeğimizi yapmadan evden çıkmadım. Ailemin desteği olmadan zaten bunların hiçbiri gerçekleşemezdi. Hepsi en değerlim.
Instagram bu aralıkta pek popüler oldu. İrmik Hanım Patisserie hesabı bugün tamamı organik 9900 takipçisi var. 10.000 olduğunda burada yazdıklarımı bir link ile ekleyebilecekmişim çok harika bir olay... Takip etmeyen varsa lütfen takibe başlasın bizi.
İlham kaynağı olduğum zamanlar oldu. Üniversitelerden davetler aldım. Gastronomi öğrencilerine ders verdim. Pek çok programdan davet aldım. Blogger arkadaşlar , gazete köşe yazarları mekanlarımızın ve ürünlerimizin ününe ün kattırdı. Kimler gelmedi ki bize ağız tatlandırmaya? Mutfaktan sonra bir alt sokakta da şube açtık. Baktım benim canım tatlılarımı oturup keyifle yemek istiyorlar, ilk kış 30 metrekarede 6-7 masada ağırlarken bulduk kendimizi. Kimse de şikayetçi olmadı gerçi, fransız cafeler gibi dipdibe yediler içtiler. Gelene yer verdiler, dünya güzeli bir misafir grubumuz oldu zamanla. Eski bir rum evinin bahçesini kiraladık ve günlük tazecik tatlarımızı oraya da taşıdık. Yani toplamda 20 metrekare olan mutfağımızdan inanılmaz işler çıkardık. Bilhassa yaz aylarında günaşırı 50 lt keçi sütünü dondurmaya çevirdik. Sıfır katkı ile inanılmaz bir dondurma yaptık çok sevildi. Pastacı olacağım derken dondurmacı da oldum.
Yolda selam verdiler bana. Urla küçük yer, bir baktım meşhur olmuşum. İnanılmaz bir sosyal çevrem oldu haliyle. O kadar değerli ki hepsi...
Urla’da çok tanındı son yıllarda. Gelen gideni çok oldu. Festival zamanları yerli turist akınına uğradı.
Gözde bir yaşam alanı olunca ihtiyaçlar arttı, mekanlar çoğaldı, nüfus arttı. Ama Urla hep güzel hep özel kaldı.
Buradan tüm tatlıseverlerime harika bir yeni yıl diliyorum şimdiden. 2 0 2 0 uğurlu ve bereketli gelsin. Tüm dilekleriniz gerçekleşsin. Bu dileklerinizden biri de İrmik Hanım’a ziyaret olsun Her birinizle tanışmak bana mutluluk verir. Artık evimden yazmıyorum, yerim adresim belli.
Hepinize yeniden kocaman bir merhaba.
Tarif paylaşmaya da devam edeceğim söz...