4 Mayıs 2010 Salı

Havuçlu Kek

İtalya'da Venedik'in kenar mahallelerinden birinde, bir cafe-barda, espressolarımızı içiyorduk. İçeri giren müşterileden biri, barmene ''due caffee, uno sospeso'' (iki kahve, biri askıda) dedi, iki kahve parası verdi, bir kahve içip gitti. Barmende duvar üzerinde asılı duran çiviye bir küçük kağıt astı. Biraz sonra içeri iki kişi girdi. Onlar da ''trio caffee, uno sospeso'' (üç kahve, biri askıda) dediler. Üç kahve parası verdiler ve iki kahve içtikten sonra gittiler. Barmen ''askı''ya yine küçük bir kağıt astı. Bunun gün boyu böyle sürdüğü anlaşılıyordu.Bir süre sonra kahveye, üstü başı biraz eski-püskü, belli ki yoksul bir kişi girdi ve barmene ''uno caffee sospeso'' (askıdan bir kahve) dedi. Barmen hemen bir kahve hazırladı ve yeni müşterinin önüne koydu. Yoksul kişi kahvesini içtikten sonra para ödemeden çıktı, gitti. Barmen ise duvardaki askıya taktığı kağıtlardan birini kopardı, yırtıp çöp kutusuna attı.


Askıda Atölye projesi kapsamında Santral İstanbul'un broşüründe dikkatimi çeken bu hikayeyi paylaşmak istedim sizinle.

Çevremizde çoğu zaman görmezden geldiğimiz, yoksul insanlara yardımın bundan hoş bir metodu olamaz diye düşünüyorum. Keşke her alanda aynı tip yardımlarla onlara katkıda bulunabilsek.


Şimdi havuç ayları...Mayıs,Haziran, Temmuz aylarında yılın en güzel havuçlarını yiyeceğiz. Barbunyamıza koyacağız, salatasını yapacağız. Hadi gelin bu A ve C vitamini yönünden zengin lif kaynağı ile fransız mutfağında gelenekselleşmiş bir kek yapalım. Çocuklar için de sevilen bir tarif olabilir.



Havuçlu Kek

115 gram tereyağı (1 yemek kaşığı kadar fındık yağı da eklenebilir)

250 gram şeker

1 tutam tuz

5 büyük yumurta

225 gram soyulmuş kavrulmuş badem

90 gram un

50 gram ince rendelenmiş havuç


Fırınımızı 160 dereceye ayarlayalım.

23cm çapında iki çemberi yağlayalım. Fırın tepsimize yağlı kağıt serelim ve iki çemberi tepsiye yerleştirelim. Kağıdı da hafifçe yağlayalım.

Oda sıcaklığında tereyağını şekeri tuzu mikserde iyice çırpalım.

Bademi fırında kokusu çıkıncaya kadar kavuralım.



Bence yeryüzünde bu kokudan daha güzeli yok. Tüm evi sarar badem kokusu, koyduğunuz tatlıya da apayrı bir lezzet verir. Fırından alınca öğütücüden geçirelim ama fazla pudra gibi olmasın. Unla karıştıralım.

Yurmurtaları iyice köpürünceye kadar çırpalım.. Unlu bademi, yağlı karışımı, havucu nazikçe karıştıralım. Ben bu basamakta oryantal içgüdülerime karşı koyamadım ve iki tutam tarçını ekleyiverdim...

Çemberlere paylaştıralım. Kürdan ortasına batırıldığında temiz olarak çıkınca pişmiş demektir. Yaklaşık 40 dakika.



Dekoru için ben, evde hazırladığım fondanı mikrodalgada eriterek fırça ile sürüp bol pudra şekeri ile süsledim. Kekin ortasına da julyen tabir edilen şekilde yani dikine kesitler aldığım havuçtan koydum. Ilık olarak servis etmenizi öneririm.

Şimdi nerden bulucam ben çember kalıbı diyenler, evdeki herhangi bir kalıpla da deneyebilirler tabiki.

O anlamda bu tarifin bir güzel yanı, klasik keklerdeki yüksekliğin olmaması, aynı malzeme ile iki kekin birarada yapılabilmesi. Böylece birini ev halkıyla, diğerini arkadaşlarınız, komşularınız veya akrabalarınızla paylaşabilirsiniz. Hem de porsiyonunuzu yarıya indirmiş olursunuz. Kimbilir belki de ''askıda pasta'' fikriyle kekinizi çevrede yaşayan yoksul bir aile ile paylaşırsınız. Her haliyle ''paylaşmak güzeldir'' öyle değil mi?



Tüm insanlığa ağız tadı diliyorum.













4 yorum:

Unknown dedi ki...

Esracım çok şeker bende yarın için havuçlu kek yapacağım. Yorumlarız artık. Bu arada Göktürk ekmek fırınından ekmek aldığında ekmek bağışlıya biliyorsun. İhtiyaç sahipleride istedikleri zaman askıdan alıyorlar..

Esra Özkutlu dedi ki...

ne güzel bir haber sevgili Funda!

Adsız dedi ki...

Resimdeki keki taniyorum, coktan mideme indi! Ben de ihtiyac sahibi sayilirim, hatta sut olarak Uzay bile faydalandi... Icin rahat olsun Esracim :)
Superdi, tekrar tesekkurler. Sirin

Esra Özkutlu dedi ki...

afiyet olsun arkadaşım...yarasın her ikinizede.